-

Gözden kaçırmayın

Aydın Sanayi Odası, Coğrafi İşaret Başvuruları İçin Çalışmalara Hız VeriyorAydın Sanayi Odası, Coğrafi İşaret Başvuruları İçin Çalışmalara Hız Veriyor

Ekonomist Atilla Yeşilada, Türkiye ve Suriye ekonomileri için 2025 yılına dair kapsamlı bir analiz sundu. Analizinde, her iki ülkenin de karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklara ve potansiyel fırsatlara dikkat çekti.

Türkiye Ekonomisi:

Yeşilada, Türkiye ekonomisinin 2024’te büyüme hızının yavaşlayacağını ve enflasyonun yüksek seyretmeye devam edeceğini öngörüyor. Özellikle, yüksek faiz oranlarının yatırım ortamını olumsuz etkileyeceği ve tüketici harcamalarını baskılayacağı belirtiliyor. Ayrıca, ihracatın dünya genelindeki ekonomik yavaşlama nedeniyle sınırlı kalabileceği de vurgulanıyor. Örneğin, Avrupa Birliği’nin ekonomik performansı Türkiye’nin ihracatına doğrudan etki edecektir.

Yeşilada, Türkiye'nin enerji bağımlılığının ve cari açık sorununu çözememesi durumunda, 2025 yılında daha ciddi ekonomik zorluklarla karşılaşabileceğini ifade ediyor. Döviz kurundaki oynaklıkların da enflasyonu körükleyeceği ve yatırımcı güvenini zayıflatacağı belirtiliyor.

Suriye Ekonomisi:

Suriye ekonomisinin ise savaşın devam etmesi, uluslararası ambargolar ve altyapının yıkılması nedeniyle son derece kırılgan bir durumda olduğu belirtiliyor. Yeşilada, Suriye’nin yeniden inşa sürecinin uzun ve zorlu olacağını, ancak dış yardımların ve yatırımın bu süreci hızlandırabileceğini ifade ediyor. Özellikle, Körfez ülkelerinden ve Rusya'dan gelebilecek yatırımların Suriye ekonomisine önemli bir katkı sağlayabileceği öngörülüyor.

Suriye'deki insani krizin de ekonomik iyileşmeyi engelleyen önemli bir faktör olduğu vurgulanıyor. Milyonlarca insanın yerinden edilmesinin ve temel ihtiyaçlarının karşılanamaması, ekonomik kalkınmayı zorlaştırmaktadır.

Genel Fırsatlar ve Riskler:

Yeşilada’nın analizinde, hem Türkiye hem de Suriye için bazı fırsatlar olduğu da belirtiliyor. Türkiye için, enerji alanındaki işbirliği ve turizm potansiyeli değerlendirilebilirken, Suriye için ise yeniden inşa sürecinde ortaya çıkacak iş imkanları ve dış yardımlar değerlendirilebilir.

Ancak, her iki ülke için de önemli riskler bulunmaktadır. Türkiye için jeopolitik gerilimler, yüksek enflasyon ve döviz kurundaki oynaklıklar risk oluştururken, Suriye için ise savaşın devam etmesi, siyasi istikrarsızlık ve uluslararası ambargolar risk oluşturmaktadır.

Bu kapsamlı analiz, hem Türkiye hem de Suriye ekonomilerini anlamak ve geleceğe yönelik stratejiler geliştirmek için önemli bir kaynak niteliğindedir.