Maalesef ülkemizdeki hukuksuz uygulamalar ardı ardına devam etmekte.
Gündemdeki konuları değerlendirmek amacıyla sizlerle bir aradayız.
Her gün acaba bugün hangi belediye başkanımız ifadeye çağırılacak, hangi başkanımız içeri alınacakMaalesef ülkemizdeki hukuksuz uygulamalar ardı ardına devam etmekte. diye düşünmediğimiz gün yok. Cezaevleri siyasi tutsaklarla dolu.
Adaletin bir gün herkese lazım olacağını hala fark edemeyenler milletin iradesini hiçe sayarak yerel yönetimler üzerinden baskı kurmaya çalışıyor. Kişi kendinden bilir işi derler ya. Bazılarının yaptıklarını İmamoğlu da kesin yapmıştır diye düşünüyor ve milyonların desteğini alan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu içeride tutmaya devam ediyorlar. Dayanışma sandığı ile tüm Türkiye’de 15,5 milyon oy alan Ekrem İmamoğlu için başlattığımız Dünya’nın en büyük imza kampanyası devam ediyor ve bu kampanyanın sonunda Türkiye’deki seçmenlerin 1 fazlasının imzasıyla en net mesajımızı vereceğiz. Adayımı yanımda, sandığımı önümde istiyorum diyeceğiz.
Milletin iradesini hiçe saymaya devam eden hükümet hem Türkiye’de, hem de Afyonkarahisar’da her gün daha da itibar kaybetmekte. Bu kaybı fazlasıyla fark etmiş olan iktidarın şehrimizde yetkili olduğunu iddia edenleri yerel gündemi meşgul ederek her geçen gün saldırılarına devam ediyor. Olmaz da, hadi oldu diyelim. Örneğin şöyle bir insan düşünün ki; küçükken mahalledeki evlerin önünden ayakkabıları çalsın ve gidip onları başka birine satsın ve parayı cebine koysun. Bu kişi ne o çaldığı ayakkabıdan dolayı girdiği kul hakkını bilir, ne de o evin içinde neler yaşandığını. Gidip onları satınca kendini ticaret yaptım sanır. Peki böyle bir insan büyüdüğünde ondan ne beklersiniz, tabi ki önceden yaşadıklarını normal sandığı için, herkesi de kendi gibi düşünür. Hırsızlığı ticaret, ticareti hırsızlık sanar. İşte maalesef böyle bir zihniyetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz ama biz yolumuza bakmaya devam edeceğiz. Bunların çırpınırken kendi hallerine bırakacağız. Haklının güçlü olduğu, doğrunun değer bulduğu yarınları inşa edeceğiz.
10 gün önce Sultandağı ve Çay ilçelerimizdeki bahçeleri ziyaret ettik. Yaşanan don zararı sebebiyle meyve üreticilerimizin durumunu dile getirdik. Bölgede son yılların en büyük felaketi yaşanmış durumda. Kiraz üreticilerinin bu yıl hasat beklentisi sıfır. Evet, daha önce yüzdelerle ifade edilen beklenti bu yıl sıfıra düştü. Gittik, çiftçilerimizle görüştük, seslerini dile getirdik. Bu işin siyaseti olmaz dedik. Bölgeye giden hükümet yetkililerine seslendik. İlk gün gelip, sonra gelmemezlik yapmayın. Çiftçimizin sorununu bir an evvel çözün dedik ancak çiftçimizin 10 gündür bekleyişi sürüyor. Hiçbir açıklama yapılmayan, henüz hiçbir girişimde bulunulmayan çiftçimiz merakla bekleyişini sürdürüyor. Bir an evvel bölgedeki mağduriyetin giderilmesi, çiftçimizin yaptığı ve yapacağı masraf dikkate alınarak gereken desteğin sağlanması konusunda tekrar çağrıda bulunuyoruz. Çay ve Sultandağı çiftçisi her gün daha da karamsar hale geliyor. Bir an evvel bu mağduriyete son verin.
Bu günlerde özelikle değinmemiz gereken başka bir konu ise Afyonkarahisar’da vatandaşımızın eline ulaşan doğalgaz ve elektrik faturaları. Nisan ayında gelen doğalgaz faturalarında dikkat çeken farklı bir ibare mevcut.
Elimde tuttuğum örnek faturada da göreceğiniz üzere notumuz şöyle: ‘Sayın Müşterimiz, ilgili dönem tüketim bedeli 2.953,27 TL olup, 1.565,35 TL devlet desteği sonrası ödenmesi gereken fatura tutarı 1.405,00 TL’dir.’ Aynı müşterinin Mart ayı faturasındaki birim fiyat ve tüketim miktarları Nisan ayı faturasındaki ile kıyaslandığında herhangi bir desteğin olmadığı açıkça görülüyor.
Bu doğalgaz kullanıcısının Mart ayında, tüketim enerji miktarı 1.938,16 Kilowatt saat iken ödediği tutar 1.950,00 TL. Nisan ayında tüketim enerji miktarı 1.368,81 Kilowatt saat iken ödediği tutar 1.405,00 TL. Zaten mart ayındaki faturada doğalgazın ortalama perakende satış fiyatı 0,83 TL iken Nisan ayında da bu rakam 0,84 TL. Yani burada tutar yüksek gibi gösterilerek devlet desteği yapılmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Birim maliyetler ve tüketim miktarları orantılandığında ödenen tutarın kullanım miktarına bağlı olduğu, hiçbir destek verilmediği görülüyor.
Bunun yanında Mart ve Nisan elektrik faturasını incelediğimizde bambaşka bir şirket olan firmanın elektrik faturasının üzerinde de bire bir aynı metinle bir uyarı cümlesi bulunuyor.
Elimdeki örnek olarak bulunan, Afyonkarahisar’lı hemşehrimize gelen elektrik faturasının üzerinde ’Bu fatura kapsamında ilgili dönem tüketim bedeli 1.415,70 TL olup, 729,80 TL’lik devlet desteği sonrasında ödenmesi gereken fatura tutarı 685,90 TL’dir. Yine Mart ayıyla Nisan ayını kıyasladığımızda düşük kademe enerji tüketim bedeli Mart ayında 1,86 TL’den hesaplanmış, yüksek kademe enerji tüketim bedeli ise 2,76 TL’den hesaplanmıştır. Nisan ayında ise birim fiyatlar 1,95 ve 2,90 olarak hesaplanmıştır. İki ayda gelen faturalardaki tutar farklılığı tamamen kullanım miktarıyla ilgilidir. Sözde 729,80 TL destek alan vatandaşımız Nisan ayında bir miktar daha fazla elektrik harcadığı için Mart ayında 573,30 TL olan faturası 685,90 TL’ye yükselmiştir.
Görüldüğü gibi faturalarda herhangi bir indirim veya destek olmamasına rağmen milyonlarca aboneye hizmet veren bu şirketlerin faturalarında destek varmış gibi gösterilmiştir. Buradan konunun yetkililerine soruyorum: Bu faturalarda oluşturulmaya çalışılan algının sebebi nedir? Koskoca bir şehirdeki tüm aboneleri kandırmaya yönelik bu algı çalışmasının başındaki sorumlu kimdir? Birbirinden bağımsız bu iki şirkete faturalara yazılacak metinler kim veya kimler tarafından gönderilmiştir? Faturalarda sözde yüksek olarak gösterilen tutarlar fatura tutarlarının yaklaşık 2 katıdır. Bu tutarlar yakın zamanda elektrik ve doğalgaza yapılacak zamların göstergesi midir ve bu tarz yöntemlerle halkımız yeni fiyatlara alıştırmaya mı çalışılmaktadır?
Kamuoyunda oldukça gündem olan ve anlam verilemeyen bu konuyla ilgili yetkililerden ivedilikle cevap beklenmektedir.
Yorumlar
Yorum Yap