Gözden kaçırmayın

Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak hafta sonu ilimizde bir dizi ziyaret ve programlara katıldı. Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak hafta sonu ilimizde bir dizi ziyaret ve programlara katıldı. 

Değerli Genel Başkan Yardımcılarımız,

ve Grup Başkan Vekilimiz,

İl ve İlçe Başkanlarımız,

Misafir İl Başkanlarımız,

Sivil Toplum Kuruluşlarımızın değerli başkanları,

Basınımızın güzide mensupları,

Kıymetli dava arkadaşlarım,

Değerli delegelerimiz, cefakâr teşkilat mensuplarımız,

Afyonkarahisar’ın yiğit insanları…

Hepinizi en derin sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Hepiniz bu anlamlı güne, bu büyük buluşmaya hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.!

Bakın dostlar… Etrafınıza bir bakın…

Bu salonda öyle bir enerji var ki, hiçbir yandaş ve yoldaş anketin gizleyemeyeceği kadar gerçek.

Bu salonda çiftçi var; ürününü don vurduğunda devleti yanında bulamayan, borcunu ödeyemeyen, traktörünü satmak zorunda kalan çiftçi…

Bu salonda esnaf var; üç fatura arasında sıkışmış, ‘Acaba yarın kepenk kapatmak zorunda kalır mıyım.?’ diye gece uyuyamayan esnaf…

Bu salonda genç var; üniversite bitirmiş ama iş bulamayan, memleketini terk etmek zorunda kalan, hayallerini erteleyen genç…

Ve burada bir karar var: Yeter artık.! Böyle gitmez.! Değişim zamanı geldi.!

 

 

Sözlerime tarihten bir hatırlatmayla başlamak istiyorum:

İstanbul işgal edildiğinde İstanbul’dan ümit kesilmişti. Anadolu’ya güvenildi.

Ve Anadolu, Afyonkarahisar’da yanan o büyük ateşle aydınlandı.   

Afyonkarahisar’dan başlayan Büyük Taarruz ile düşman denize döküldü, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. 

Ve bugün buradan ilan ediyorum:

Bugün de Büyük Taarruz’un başladığı topraklardan, Türkiye’nin yeni iktidar ateşini yakıyoruz.!     

Kıymetli dava arkadaşlarım,

Şunu büyük bir gururla ifade etmek isterim ki;

İYİ Parti Afyonkarahisar teşkilatları, kuruluşundan bu yana sadece Afyon’a değil, tüm Türkiye’ye örnek olmuştur.

Zor zamanlarda dimdik duran, her seçimde alın teri döken, ilçe ilçe, köy köy yılmadan mücadele eden, inancını asla kaybetmeyen bir teşkilat yapımız var.         Bu teşkilat; samimiyetin, cesaretin, adanmışlığın ve fedakârlığın adıdır.        

Bu salonda oturan her bir dava arkadaşımın emeği, alın teri ve mücadelesi sayesinde buradayız.

Hepinizle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız, iyi ki bu büyük Türkiye sevdasının  adsız kahramanlarısınız.! Birlikte başardık, birlikte başaracağız.!

Afyon öncü oldu, Türkiye takip edecek.!

Bu vesileyle, büyük bir teşekkürü ifade etmeden geçemeyeceğim:

 

 

İl Başkanımız Sayın Muhammed Mısırlıoğlu,

Bu şehirde sabrın, emeğin, adanmışlığın, adıdır.

Gece gündüz demeden çalışan, her birimizin tek tek derdiyle ilgilenen, makamı değil sorumluluğu omuzlayan, bu mücadeleyi yürekten sahiplenen bir il başkanımız var.

Kendisine huzurunuzda teşekkür ediyorum;

Buradan Afyonkarahisar’ mızın tüm ilçe başkanlarına, benim can dostlarıma da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Her biri, en zor şartlarda bile, yılmadan, yorulmadan, geri adım atmadan mücadele verdi. Her mahallede her köyde İyi Partinin onurlu mücadelesinin bayrağını dalgalandırdı.

Ve biliyorum ki;

Bugün buradan çıkan birlik, yarın sandıkta çıkacak büyük zaferin işaretidir.                                               

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Ben bu ilin vekiliyim.                                            Sadece seçim zamanı Afyon’a uğrayanlardan değilim. Ben fotoğraf çektirip sosyal medyaya koymak için değil, sizin hakkınızı hukukunuzu savunmak için Ankara’ya gittim.

Mücadelemin bedelini de ödedim; eleştirildim, engellenmeye çalışıldım, ama asla vazgeçmedim. Her zaman da Afyonkarahisar teşkilatını yanımda hissettim.

Bugün burada açıkça söylüyorum:

TBMM’de son yasama yılında,  Afyonkarahisar’ın ve Türkiye’nin gerçek sorunlarıyla ilgili en fazla önerge ve kanun teklifi veren milletvekiliyim.

Her önerge, bir ihmalin hesabıdır. Her soru, bir haksızlığın itirazıdır. Mecliste konuştuğum her cümlede, kürsüden haykırdığım her kelimede sizin sesiniz var; sizin nefesiniz var.

Bugün Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla karşınızdaysam, bu benim değil, sizin emeğinizin, sizin güveninizin, sizin yüreğinizin sonucudur.                                              Ve bilin ki, o görev koltuğu benim için bir ayrıcalık değil, daha büyük bir yük, daha ağır bir sorumluluk olmuştur.

Ben bunun sorumluluğunu her gün sırtımda hissediyorum.                                                    Herkes o yükün altına girmez.

Girip de taşıyamaz.

Ama ben söz verdim:

“Afyon’un başını öne eğdirmeyeceğim” dedim ve bunu her sabah kendime tekrar ederek güne başlıyorum. Rabbime şükürler olsun ki beni mahcup etmedi.   Kıymetli yol arkadaşlarım,                                  Bugün Türkiye ağır bir çöküşün içindedir.

Çünkü Türkiye kötü yönetilmektedir.

Hukuk ayaktadır, adalet yerde sürünmektedir.

Ekonomi enkazdır, millet borç batağındadır.

Ahlak erozyona uğramış, liyakat yok edilmiştir.

Devlet kurumsallıktan kopmuş, şahsi ikballerin aracı hâline getirilmiştir.

Tek adam rejimi, Türkiye’yi uçuruma sürüklemektedir.

Ve artık herkes görüyor, herkes biliyor:

Bu düzen yürüyemez, yürümeyecek.!

Bu karanlıktan çıkışın yolu bellidir:

Demokratik Parlamenter Sistem.!

Kuvvetler ayrılığı.!                                          Hukukun üstünlüğü.!                                           Millet iradesinin sözü.!                                       Bizim için siyaset; koltuk meselesi değil, bir vatan görevidir.

Bizim için makam değil, millet vardır.

Benim önceliğim tartışılmaz:

Vatan, Millet ve Afyonkarahisar’dır.

Gerisi laf-ü güzaftır.!   

Biz bu mücadeleyi günü kurtarmak için değil;

milliyetçi, muhafazakâr, demokrat ve kalkınmacı merkez sağ devlet geleneğini yeniden ayağa kaldırmak için veriyoruz.!

Biz, Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmak için yola çıktık — ve başaracağız.!

Biz;                                                                    Adnan Menderes’in demokrasi cesaretinden,

Süleyman Demirel’in devlet aklından,           Alpaslan Türkeş’in mücadele ceddinden,

Turgut Özal’ın kalkınma vizyonundan ilham alıyoruz.     

Ve bilinsin ki:

Bu yürüyüşün adı İYİ Parti’dir.!

Bu mücadelenin adresi Afyonkarahisar’dır.!

Bu yürüyüşün sahibi Türk milletidir.!                       

Biz geçmişin mirasıyız, geleceğin teminatıyız.

Milliyetçi ruhla, muhafazakâr değerlerle, demokrat iradeyle Türkiye’yi yeniden merkeze alıp ayağa kaldırmalıyız.                                                            

Bu ülke yangın yerine dönmüşken,

hiç kimsenin kişisel hesap yapmaya, ikbal kovalayıp susmaya hakkı yoktur.!

Bu zihniyette olanlar bilsinler ki:

Karşılarında bizi bulacaklardır.!                        Kıymetli hemşehrilerim,

Afyonkarahisar bir tarım memleketidir.

Bu şehir; buğday tarlasında alın teriyle,

sabah ayazında sütçünün emeğiyle,

gün batmadan önce traktör üstünde çiftçinin mücadelesiyle ayakta durdu.                                    

Ama bugün tarım çöküşün eşiğindedir, hayvancılık can çekişmektedir.!

Mazot ateş pahası, gübre altın değerindedir!

Yem fiyatı süt fiyatını geçmiş, üretici zararına üretir hâle gelmiştir.                                                              

Tarlalar boşalıyor, ahırlar kapanıyor, çiftçi borçla boğuşuyor.!                                                              

Ve mesele sadece üretici meselesi değildir:

Asgari ücretli geçinemiyor, emekli sürünüyor, memur çaresiz.

İşçi umutsuz, esnaf kepenk indiriyor, sanatkâr ve tüccar iflas korkusuyla yaşıyor.                                    

Sanayici ayakta kalmak için direnirken, devlet seyrediyor.!                                                               

Ve buradan gür bir sesle söylüyorum:                     

Afyon üretirse, Türkiye büyür.!                               

Çiftçi güçlü olursa, devlet güçlü olur.!           

Afyonkarahisar aynı zamanda mermerin başkentidir.

Dünyanın en kaliteli mermeri bu topraklardan çıkar,

dünyanın dört bir yanına Afyon imzasıyla gider.     Ama bugün mermerci var olma mücadelesi veriyor!

Enerji maliyetleri, navlun ve lojistik yükü,

finansmana erişim engelleri, yüksek faiz,

ihracat üzerindeki ağır yükler sektörü boğmaktadır!

Mermerci üretmek istiyor!

İhracat yapmak istiyor!

Türkiye’ye döviz kazandırmak istiyor!                 

Ama iktidar yalnızca izliyor — sadece seyrediyor!          Ve şimdi gelin, hep birlikte şu soruyu soralım…

Afyon’un seçilmiş iktidar milletvekilleri nerede.?

Halkın yanında mı, yoksa sarayın koridorlarında fotoğraf kuyruğunda mı.?                                                      

Bu şehrin milletvekilleri, bu memleketin derdiyle ne zaman ilgilendi.?                                                     

Don vurdu, bağ bahçe yandı..                                 

Kirazcı bankaya borçlandı, patatesçi tarlasını satılığa çıkardı.                                                      

Neredeydiniz.?

Hangi yarayı sardınız.? Hangi kapıyı çaldınız.? Hangi acıya ortak oldunuz.?                                          Türkiye Büyük Millet Meclisinde Afyonkarahisar ın hangi derdini gündeme getirdiniz, hangi sorun için çaba sarfettiniz.?                                                  

Mecliste parmak kaldırmaktan başka naptınız.?  

Memleket yanarken susuyorlar.                            

Bakın, isimleri var ama izleri yok.                

Fotoğrafları çok, icraatları yok.                         

Afyon’u temsil mi ediyorlar, yoksa iktidarın hoparlörü gibi düğmeye basılınca mı konuşuyorlar.?                         

Ha bir de şu sürekli devamı gelmeyen sahte MÜJDE HABERLERİ İLE YAPTIKLARI BASIN AÇIKLAMALARI VAR..

Eber Gölü göz göre göre öldü, suyu çekildi….              Kim çıktı kürsüye.? Kim hesap sordu.?

Biz sorduk.!                                                            

Çay–Dinar yolu yılan hikâyesine döndü, yıllardır bitmedi.

Kim masaya yumruğunu vurdu.?

Kim takip etti, kim peşini bırakmadı?

— Biz bırakmadık.!                                            

Yıllardır her seçim döneminde afiş afiş boy gösteren, adeta “kara tren gecikir belki hiç gelmez” türküsüne dönen o meşhur hızlı tren vaadini hatırlayın….               Biz sormasak , ağızlarına aldıkları yok…..                Ve şimdi gelelim bu memleketin en çetin, en kanayan yarasına…                                                              

Her seçim döneminde yaptığınız gibi — en son 2023 Genel Seçimlerinde — milletimizin en temiz duygularını istismar ettiniz.

BEKA dediniz, “Yak ampulü, yak kandili!” diye meydanlarda nutuk attınız.

Milletin imanıyla, vatan sevgisiyle, şehit kanıyla pazarlık yaptınız.

Korku büyüttünüz, toplumu gerip kardeşi kardeşe düşman ettiniz.                                                 

Yıllarca “terörle mücadele ediyoruz” görüntüsü altında iktidarınızı tahkim ettiniz.

Peki sonra ne oldu?                                              

Sonra döndünüz, İmralı kayığına binmek için sıraya girdiniz!

Terör örgütünün siyasi uzantılarıyla masalar kurdunuz.

Dolmabahçe’de mutabakat imzaladınız.

Gizli gizli pazarlıklar yaptınız, mektuplar taşıttınız, miting meydanlarında terör örgütünün mesajlarını okuttunuz.

Ve şimdi kalkmış karşımıza geçip bize vatan, bayrak, terörle mücadele dersi vermeye çalışıyorsunuz öyle mi?    Utanmazsınız!

Milletin vicdanıyla alay eden sizsiniz.

Devleti pazarlık masasına süren sizsiniz.

Terörle kol kola girip sonra meydanlarda yüksek sesle bağıran sizsiniz.                                                      

Biz size inanmıyoruz.!

Millet artık bu “Terörsüz Türkiye” masalına karnından değil, ciğerinden gülüyor.                                       

Peki biz ne dedik.?

Biz terörün her türlüsüne karşıyız.!

Bizim işimiz gizli pazarlık değil, açık devlet aklıdır.!

Biz masada değil, milletle beraberiz.!                       

Ve biz buradayız:

Bu değerleri çiğnetmemek için!                               

Ve tam da burada, Genel Başkanımız sayın Müsavat Dervişoğlu’nun da dediği gibi:                                  “Bir gün gelecek, bu ülkeyi gerçekten yöneteceğiz — sandıkla, milletle, akılla.!”                                          biz bu iktidarı sandıkta yeneceğiz.!                        Bu duygu ve düşüncelerle, konuşmama son verirken, Kongremizin Afyonkarahisar’ımıza partimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Güçlü kadrolarla, yürekli teşkilatlarla, tertemiz bir mücadeleyle başlıyoruz.                                 Başlıyoruz, kazanacağız.!                                        Hazır mısın Afyon.?

Heyecan var mı.?

Cesaret  var mı.?

İnanç  var mı.?                                                          O zaman haykıralım ;                                                Var olsun İYİ Parti.!

Var olsun Afyonkarahisar.!

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.!

Çünkü biz Atatürk’ün izindeyiz, Cumhuriyete sadığız.!                                                                 Ne mutlu Türk’üm diyene.!

Sağ olun, var olun, Allaha emanet olun…