Hayat garip. Özellikle de insan ilişkileri söz konusu olduğunda…
Bazı insanlar vardır, sizi yalnızca işlerine yaradığınız sürece tanırlar.
Sizi siz olduğunuz için değil, sağladığınız fayda için hayatlarında tutarlar.
Ne zaman ki o menfaat sona erer, bir anda yabancılaşırsınız. Sizi ne arayan kalır, ne de soran.
Bu insanlar iki yüzlüdür. Size olan sevgileri sahte, ilgileri geçicidir.
Menfaati kesildiğinde sırtını dönen bir insanın gerçekte kim olduğunu, işte o an anlarsınız.
Öncesinde ne kadar güzel konuşmuş olursa olsun, o samimiyetin gerçek olup olmadığını o kırılma noktasında görürsünüz.
Bir de bir başka grup var ki, onlar da en az ilki kadar ilginç.
Size sanki insanlara yardım etmekle yükümlüymüşsünüz gibi yaklaşırlar.
Onların gözünde sizin bir göreviniz var: sorunlarını çözmek, ihtiyaçlarını karşılamak, hep destek olmak…
Ama kendilerine bakarsanız, onlar için sizin derdiniz hiçbir zaman gündem olmaz.
Size yardım etmek gibi bir düşünceleri yoktur. Yalnızca almayı bilirler, vermeyi değil.
İnsan bazen durup düşünüyor: “Benim görevim ne zaman başkalarının yükünü taşımak oldu?” diye.
Elbette yardım etmek güzel, insani bir sorumluluk.
bu sorumluluk, karşılıklı saygı ve samimiyetle anlam kazanır.
Sizi sadece kullanmak isteyenler için kendinizi feda etmenin bir anlamı yok.
Belki de en doğrusu, insanları zamanla tanımayı öğrenmek.
Her güzel sözün arkasına güvenmemek, her gülümseyen yüzün sahici olmadığını bilmek
. Ve en önemlisi, sizi gerçekten seven, menfaati olmadan yanınızda duran insanların kıymetini bilmek…
Yorumlar