Okul kapıları açıldı mı, evlerde aynı telaş: “Acaba bu yıl çocuğum severek gidecek mi?” Kimi ailelerde bu bir umut, kimilerinde ise kaygı. Çünkü ne yazık ki bizim eğitim sistemimiz çocuklara okulu sevdirmekten çok, çoğu zaman okuldan soğutuyor. Oysa çocuk için okul, yalnızca defter-kitap değil; aynı zamanda hayatı tanıdığı, kendini keşfettiği ilk büyük sahne.
Ama gerçek şu: Çocuklarımızın çoğu daha ilkokul sıralarında sınavlarla, ödevlerle, kıyaslamalarla boğuşuyor.
Sonra da şaşırıyoruz; “Niye bu kadar isteksiz?” diye. Okulu sevdirmenin yolu sadece rengârenk defter almak ya da çantaya sürpriz koymak değil.
Daha köklü bir bakış açısı gerekiyor.
Bir çocuğun okulu sevmesi için önce öğretmenin öğrencisine, velinin de çocuğuna bakışını değiştirmesi lazım. İşte size 10 samimi öneri:
-
Not takıntısını bırakın. Çocuğunuzun karne ortalaması değil, merakı onun geleceğini şekillendirir.
-
Öğretmenler motive etmeli, kırmamalı. Kızgın bakışlarla değil, sabırla yaklaşan öğretmenler okulun havasını tamamen değiştirir.
-
Ezberi değil düşünmeyi öne çıkarın. Çocukları soru soran bireyler olmaya teşvik edin, susturmayın.
-
Aileler kıyas yapmasın. “Komşunun çocuğu matematikte birinci olmuş” cümlesi, bir çocuğun hevesini söndürmeye yeter.
-
Okulu sadece ders değil, hayat alanı olarak görün. Spor, sanat ve arkadaşlık da eğitimin bir parçası.
-
Dinlemeyi öğrenin. Çocuğunuz “okula gitmek istemiyorum” dediğinde onu azarlamak yerine nedenini sorun.
-
Okul yönetimleri katı kurallardan çok sıcak bir ortam sunsun. Kantinden teneffüse kadar okul, çocuk için güvenli bir liman olmalı.
-
Öğrenmeyi oyuna yaklaştırın. Çocuk keyif almadığı bir şeyi uzun vadede sevmez.
-
Zaman tanıyın. Her çocuk aynı hızda alışmaz; bu bir yarış değil.
-
Sevgi en büyük motivasyon. Çocuk, koşulsuz sevildiğini hissettiğinde okul onun için tehdit olmaktan çıkar.
Son söz: Çocuklara okulu sevdirmek aslında sistemin de, ailenin de aynaya bakmasını gerektiriyor. Okulu “sınav maratonu” değil “hayat okulu” haline getirebildiğimiz gün, ne öğretmen zorlanır ne de öğrenci. Ve o gün geldiğinde, çocuklarımız sabah çantasını omzuna alırken yüzlerinde gerçek bir tebessüm görebiliriz.
İsterseniz bu yazının üslubunu daha da sertleştirip “eğitimdeki ikiyüzlülükler” üzerinden vurucu bir köşe yazısı yapabilirim. İster misiniz?
Yorumlar